22 Aralık 2014 Pazartesi

Bozuk bu!

Bok gibiyim sevgili dostlar.

Bebekken verem aşısından zehirlendim diye sol koltukaltımı aldırmışlar.

Çocukken alerjik bronşit sebebiyle defalarca kez nefessiz kalıp ölümle kolbastı yaptım.

Blue çağımda iki kez böbrek taşı düşürdüm.

Yirmili yaşlarımda tümör aldırdım.

Şimdi de iskelet sistemim teklemeye başladı.

Kendimi geçiyorum annemle babam beni Allah'a havale etseler yeri... Bozuk mal vermişsin bize, neresinden tutsak elimizde kalıyo diye...

Efendime söyliyim, yaklaşık bir yıldır çekmekte olduğum sırt ağrılarım son demine gelmiş olacak ki, biricik enstrümanım kemanımı on dakika bile çalamaz hale geldim.

Yani öyle böyle değil. Daha elime alıp boynuma yerleştirdiğim an kaskatı kesiliyorum. Değil çalabilmek.... O durumu da şöyle ifade edeyim: Hani bi çoğunuzun da başına gelmiştir; dizinizde çarpmamanız gereken en kritik yer vardır ya, ilk başta başa gelen bela anlaşılmamıştır ama sonradan böğüre böğüre ağlatır insanı... Heh.. İşte öyle yavaştan kuvvetliye doğru histerik bi ağlama krizi izler oldu.

Dedim fuck! Dedim lanet olsun hayat!!!

Arada da baş dönmesi var yalnız onu atlamiyim :D

Tuttum kolumdan doktora götürdüm kendimi. Geçtim o gün Allah ne verdiyse dahiliye, nörolog, göz, diyetisyen, psikiyatristten sırayla randevumu aldım.. Oradan oraya koşturdum..

Tabi keşke koşturmakla kalsa iyi. Mesela ilginçtir, yıl olmuş 2014 kadın milleti olarak bardağa işetiyolar bizi. Yahu deyyuslar erkek değilik ki nokta atışı yapalım..

Kan verme ayrı bela.. Hemşirelerin hepsi cellat kesilmiş artık günde 500 hastanın kanını çek.. Bir nevi sivri sineklik yap, tabi adamda tahammül kalmaz. Yine de onların bu kan çekme anında garip bir haz duyduklarına inanıyorum. Yüzlerinde "ohş" ifadesi oluşuyo gibi geliyo.

Veee MR cihazı. MR cihazıyla apayrı bi meselem var. Son 3 yıldır kendisiyle özel bir münasebette bulunuyorum. Şöyle ki, kafamla içine giriyorum aletin. Pek hoşuna gitmiyor olacak ki;  insanın türlü çeşitli felaket senaryoları kurmasına sebebiyet verecek o sesleri çıkarıyo.

Velhasıl, tüm tahlillerin sonucunda MR sonucu henüz çıkmamakla birlikte tıp dünyasının genel kanısı depresyona girmiş olduğum yönünde. Standart bi görüşmeden sonra psikiyatristimin vermiş olduğu antidepresan ve dahiliye uzmanımın vermiş olduğu vitaminlerle afedersiniz kıçıma baka baka döndüm evime.

Peki ne oldu?

Bi bok olmadı tabii.. İş başa düştü. Aklın yolunu takip edeyim dedim. Çıktım gittim bi pilates uzmanıyla görüştüm. Dedim böyleyken böyle. Sağolsun doktorlarımdan daha fazla ilgilendi bi fiziktedavi doktoruyla tanışıkmış, üstelik devlet hastanesinde, aradı ona yönlendirdi beni. Yarın gideceğim. Acılarıma son vermesi umudunu taşıyorum bu gece.

Onun dışında da çarşamba akşamı yani yarın değil de ondan sonraki gün beyin MR sonucum çıkacak. Ahdım olsun, beyinde tümör falan çıkarsa alıp başımı gidicem bu diyarlardan. Ha yoksa da paşa paşa yavaştan sıyırdığımı kabullenip yasal uyuşturucu müptezeli olarak hayata adapte olmaya çalışıcam :D

Neyse dostlar sonuç olarak yarın pilatese başlayacağım bi aksilik olmazsa. Sonra gelsin lokum gibi kaslar, eklemler :D

Haaaa son olarak laf oraya gelmişken fakir edebiyatımı da patlatayım. Paramız yok ki masaja gidek :D

Yazacaklarım bu kadar.

Bi dene de şarkı koyayım da bari dinleyin :D



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder