çok karanlık bir yerde gözlerimi açıyorum.
o kadar karanlık ki, bu güne kadar "karanlık" diye tasvir ettiğim her ortamın buraya nazaran aydınlık olduğunu fark ediyorum.
sonra bir an gözlerimin hala kapalı olduğu hissine kapılıyorum. Ellerimle gözlerimi kontrol ediyorum. Hayır, açık.. Kırpıştırıyorum.. Kaşlarımı alabildiğine yukarı kaldırıp, gözlerimi açarak bakıyorum etrafa. Hayır. Hiç bir ışık yok.
Bu düşüncelerin hepsi jet hızıyla geçiyor aklımdan. Karanlık bir yerde olduğumun farkına varışımın beşinci saniyesindeyim.
Her yer o kadar karanlık ki..
Bir anda içime korkunç bir his çöküyor. Öylesine korkuyorum ki aklımdan binlerce senaryo geçiyor. Bi an seslenmek istiyorum. Kimse var mı? Sonra hemen vazgeçiyorum. Ya o karanlığın içinde beni bulmasını istemediğim birşey tarafından fark edilmeme neden olursam!!! Bu düşünce beni o kadar geriyor ki nefes almaktan vazgeçiyorum. Ancak çok kısa sürüyor. Sonrasında korkunun ve nefessiz kalmamın etkisiyle hırıltılı ve yüksek sesle nefes alıp vermeye başlıyorum.
Sonsuz bir güvensizlik duygusu kaplıyor içimi. Çevremi yoklamaya başlıyorum. Elimle etrafımı kontrol ediyorum. Sırtımı yaslama gereği duyuyorum. Hayır... Yakınlarda hiç birşey yok. O an çaresizliğimden ve korkumdan ağlamaya başlıyorum. Uzun bir süre orada çömelip ağladıktan sonra çevreden hiç bir ses gelmemesiyle cesaretlenip ayağa kalkıyorum. Duvarı takip ederek kapıyı veya lambayı bulmak niyetindeyim. Yavaş ve ürkek adımlarla ilerliyorum. Bir süredir duvara ulaşmaya çalışıyorum ama nafile... Duvar yok. Işık yok. Sahip olduğum tek şey karanlık. Boşluk.
Buradan kurtulma isteği öyle ağır basıyor ki ellerimi önüme siper ederek koşmaya başlıyorum. Allahım burası çok büyük. Neredeyim? Ne yapmalıyım? Beni buraya kim getirdi? Nasıl çıkıcam buradan..
Bir anda üşümeye başladığımı hissediyorum. Bu andan hemen sonra daha korkunç bir gerçekle yüzleşiyorum. Çıplağım. Üzerimde hiç bir şey yok. O an dehşete kapılıyorum. Korkuma bir de utanç ekleniyor. Tüm karanlığa rağmen ellerimle vücudumu kapatmaya çalıyorum. Utanıyorum. Ama kimden? Burada benden başka kimse yok ki.. O an bir umut kaplıyor içimi.. Koskocaman karanlığın içinde benim gibi kaybolmuş birilerinin olabileceğini düşünüyorum. Sessiz ama kararlı sesleniyorum. Sanki eğer sessiz bir şekilde seslenirsem kötülere yakalanmadan aradığım yardıma ulaşabilirmişim gibi hissediyorum. Kimse var mı? Merhaba! Orada kimse var mı?
Ses yok.. Umut yerini umutsuzluğa bırakıyor. Şimdi, orada kimse yok mu? diye seslenmeye başlıyorum. Yine cevap gelmiyor.
Gözlerim bir süre sonra karanlığa alışıyor.
Çevremde bir çok siluet görüyorum.. Ancak henüz seçemiyor gözlerim tam olarak. Bir süre daha geçtikten sonra gördüklerim aklımdan şüphe etmeme neden oluyor. Etrafımda onlarca hatta yüzlerce ezgi görüyorum. Hepsi, küçücük bir alanda ordan oraya koşturup duruyor. Hepsi sesleniyor.. Ama hiç biri bir sonuca ulaşamıyor. O karanlığın, boşluğun, soğuğun içinde.
kayıp...
Aranıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder