21 Haziran 2014 Cumartesi

geçiş evresi

günaydın

sabahın en güzel saatindeyim şimdi.. etrafta kuş cıvıltısı dışında ses yok.. insanların en masum olduğu anlar.. çünkü uykudalar...

içim hiç rahat değildi. huzursuzluk içimi kemiriyordu.

bir gece önce eskiden bu yana tanıdığım bir arkadaşımla yazıştık. lanet olsun hayat insanlar yüzünden berbat, yazdı. aklıma takıldı.

bir şekilde benim hayatımdaki olumsuzlukların kaynağı da diğer insanlar, tabi mutluluklarımın da öyle. aynı şekilde bende bir başkasının hayatında bir takım roller üstleniyorum.

bunları düşündüğüm ve mutsuzluğa gömüldüğüm anda çıkış kapısını gösteren annem oldu. tüm bu sıkıntıları üç kelimelik bir cümleyle bertaraf etti: GEÇİŞ DÖNEMİ İNSANLARI

düşündükçe göğsümün hafiflediğini, nefes aldığımı hissettim. bugün 27 yaşındayım. şöyle geriye dönüp baktığımda aslında ne çok kişiyle tanıştığımı, ne çok olay yaşadığımı anımsadım. hatta şimdilerde yaşadığını bile unuttuğum insanlar belirdi gözümün önünde. o zamanlar kafamı ne kadar meşgul etmişlerdi halbuki...

sonra kalıcı dostluklarımı düşündüm. evet, zorluklar yaşamıştık her biriyle ama ilişkimizi bu günlere taşımak için ekstra bir çaba da harcamamıştık.

zorlamaya gerek yoktu şartları öyleyse... fazla düşünmeye de...

sonra bir baktım ki, bir vagonun içindeyim.. uzun bir yolculuğa çıkmışım. geçerken manzaralar gördüm. kimi güzelliğiyle hayran bıraktı, bakmaktan alıkoyamadım kendimi başımı arkaya çevirdim, ta ki gözden kaybolana dek... kimisi ise çirkinliğiyle rahatsız etti, yumdum gözlerimi.. vagonda benimle yolculuk edenlere gelince, işte onlar, dünyanın güzelleşmesinde payı olanlardı..