Çıplak uyuduğum bir gecenin sabahı:
Gözlerimi araladığım an, saate uzanıyor elim.
Sonra fark ediyorum, "Ezgi" ile başlayıp uzayan satırları. Sonrası malum; bir çırpıda ama yarım yamalak...
Bir "eyvah" ile başlamıştı halbuki gün. Ayıramıyor uykusuz-bulanık aklım manayı. Karnımda hafif ağrı!
Sonra neden bilinmez -ki ben zaten hiç bilemem- fotoğraf berraklığında görüyorum o anları.
O anlar...
İnsanın kendisiyle olan kavgası hiç bitmezmiş gibi gelir bana. Belki bununla baş edilebilir. Peki itinayla dikip üzerime geçirdiğim o deli gömleği? Hani bir kolunda pişmanlık, diğerinde utanç olan...
Karnım, yok ağrı değil bu, düpedüz huzursuzluk....
O an zaman -çift başlı bir ejder-
Biri alevleriyle kül etmek için açmışken iştahlı ağzını, diğeri bir anne şefkati ile sarmaladı dört bir yanımı...
Çıplak uyuduğum bir gecenin sabahı:
Çıplaklık bedenimde mi, ruhumda mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder