18 Mart 2015 Çarşamba

Sadece gidelim.

Hayat; küçük bir çocuğu şeker vaadiyle kandırıp kaçıran, üstüne bir de tecavüz eden bir sapık gibi tıpkı...

Tecavüzcünün şekeri ile hayatın umudu arasında bir fark görmüyorum.

Bir söz vardır hani; bakmak ile görmek arasındaki fark diye...

İşte hayatımızın içine eden şey de bu sanırım. 

Gerçekten sadece baktığımız gibi kalsa, görüntünün ardını düşünmesek, geleceği ve geçmişi orada bırakabilsek huzurlu olurduk.

Bir şarkı çaldığında birini düşündürmesin bana, yalnızlığımı hatırlatmasın mesela...

Duşa girdiğimde yalnızca suyun ve sabunun tadını çıkartabileyim, duştan çıkar çıkmaz ne giyeceğimi veya nereye gideceğimi değil.

Yola çıkmak istediğimde sadece gideyim, gittiğimde yolda başıma gelebilecekleri düşünmeyeyim.

Salt, dümdüz yaşayayım...

Yani sadece yaşayayım...

Düşünebilmek insanların canlılar arasındaki üstünlüğü değil lanetidir bu sebeple.

Sırf bi kedi, kedi olduğu için, yumağıyla oynarken mutludur. Yumağın cinsini, etrafın dağılacağını düşünmez.

Ağaç sonbaharda sararıp, kışın çıplak kaldığında utanmaz halinden. İnsan dediğin de çulunun üstüne çul eklemeyi marifet bilir. Modaya uygun olmasa giydiği, kendine dert edinir...

Düşünmek istemiyorum artık.

Yol arkadaşım, hadi gel. 

Sadece gidelim.

Gidelim.....

3 yorum: