14 Ocak 2013 Pazartesi

Kadın ve Kuaför Denklemi

Selam...

Keman çalışmaktan omuzlarım kopmak üzereydi ki, bıraktım..  Daha çalışmam gereken çok şey var.. Ara vermişken yazmak istedim...

Bu kuaför meselesi hakkında içimi dökmezsem rahatlayamayacağım çünkü...

Kuaförlerle husumetim yıllar öncesine dayanır.. 

Hatırladığım ilk kuaförüm babaannemdi.. Annem kuaföre gidip saçlarını kestirmişti.. Bende bunun üzerine ağlayıp zırlayınca babaannem  gel bende senin saçını keseyim diyerek beni heveslendirmiş; sonra da koyun postu kırpar gibi bi ordan bi burdan saçımı keserek beni aileye madara etmişti... Saçımı gören annem, abim ve babam gülme krizine girmişti.. Tahmin edersiniz ki bende ağlama krizine... Neyse ki imdadıma şimdi İngiltere'de kuaförlüğe devam eden Hüseyin Abim ( halamın oğlu )  yetişmişti de düzgün bi şekil almıştı kafam... Ama artık uzun saçlı değildim.. Erkek gibi olmuştum...

Bu olayı takip eden yıllarda; ( her çocuğun yaptığı gibi ) ateşle oynarken hem mutfak masasını hemde saçlarımı yakmıştım... Hüseyin Abim yine aldı makası eline...

Derken Gemlik'e taşındık.. Kahküllerin moda olduğu zamanlar.. Bende durmadan aynanın karşısına geçip saçımın önlerini kahkül gibi yapıp kendime bakıyorum.. Birden bi cesaretle makası elime alıp kendim kahkül yapayım derken, yamuk tuttuğum makasın kurbanı oluyorum.. Saçımın ön tarafında büyük bir bölüm havaya dikiliyor. Lavaboya düşen saçlarla birlikte gözlerimden de yaşlar süzülüyor.. Yine kuaförün yolunu tutuyoruz.. Erkek ezgi geri geliyor..

Takip eden yıllarda ne için olduğunu tam hatırlamıyorum ama Gamzeyle bi saç kestirme durumumuz oluyor..O kendi annesinin arkadaşına gidiyor, beni de çağırıyor.. Ama ben "yok orasının kesimini beğenmiyorum" diyerek hiç unutmam "Rosalinda Kuaför"ün yolunu tutuyorum. Kuaförün benle işi bittiğinde artık ben bir "mantar baş"tım... Kuaförden çıkıp Gamzenin gittiği kuaföre geçtim.. Sonuç hiç değişmedi.. Hepsi kahkahalarla güldü bana.. Bende zırlayarak eve gittim.. Bi hafta boyunca aynaya bakmadım.. Sonra da başka bi kuaföre gidip yine kısacık kestirdim saçlarımı... 

Sonraki yıllarda da durum pek değişmedi.. Katlı kesim adı altında yamuk yumuk kesimler yapıp paketlenmeler, rengini değiştirelim derken pala kaşlarıma rağmen sarıya yakın turuncular, yamuk kahküller, yanık röfleler...

Bu güne kadar geldik... İçten içe hiç umudumu kaybetmedim yine de ben... Aslında her kadın gibi bende kuaföre Ezgi olarak girip Marilyn Monroe olarak çıkmak istedim hep...

Sonuç olarak bugün kuaföre gidip saçımı kesitirdim.. Ama yine mutsuzum... Ben eski modelimin 5 santim kısasını istememiştim.. Ben beni baştan yaratmasını istemiştim... Yine kuaför ve kadın denklemi çözümsüz kaldı anlayacağınız...

İyi geceler..

2 yorum:

  1. her ınsan arada kendın yenılemelı bence senınde buna ıhtıyacın var cnm kuaföre bır daha gıt bu sefer nırmalde cesaret edemıcen sac modelı veye rengı seç yenılen hayata yenılenmısdevam et pozıtıf enerjı kazan desem

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. güzel dersin :) belki bi süre sonra.. ve teşekkür ederim.. sevgiler :)

      Sil