24 Şubat 2014 Pazartesi

bazen, gibisindir.

bazen, rüzgarda oradan oraya savrulan poşet gibisindir. Yerden havalandığında, uçuyorum, dersin kendine. Bi süre sonra rüzgar kesilir, rüzgarın etkisiyle bilmediğin yerde, tanımadığın ayaklar altında ezilmeye devam edersin. Şanslıysan çöpçünün süpürgesiyle erkenden buluşur, türdeşlerinin olduğu kent çöplüğünde yolculuğuna son verirsin. Ortamın kokuşmuşluğu rahatsız etmez seni. O kadar kalabalıksınızdır ki...

bazen, dalında meyve gibisindir. Ağaç özsuyuyla besler seni. Serpilir kıpkırmızı kesilirsin. Bi süre göz alıcı güzelliğini sergilersin, uzanıpta bi el koparmazsa, dalında koflaşırsın. Rengin solar, belki kurtlanırsın.

bazen, şekerli sakız gibisindir. Kısa süre güzel tat verirsin. Zamanında atılmazsan ağızda buruk tadın kalır. Ha birde çiğneyen yere attıysa, gider birinin tabanına yapışır, oradan oraya uzarsın.

bazen, alış veriş çılgınlığına kapılmış bir kadının aldığı, tüm kıyafetleriyle uyumsuz çantası gibisindir. Her yanına yaklaştığında heyecan yapar, seçilmeyi beklersin. Beklersin.. Beklerken bi bakarsın modan geçmiş. Yine kullanılmazsın.

bazen, dağ başında çorak toprağın arasına sıkışmış tohum gibisindir. Yağmur beklersin, yağmaz. sonra civardan geçen bir inek gelir, affedesin, tepene sıçar. Tezeğin sayesinde bi bakarsın filizlenmiş, gökyüzüne doğru baş çıkarmışsın.

bazen, mis kokulu parfüm gibisindir. Az sıkılırsan fark edilmez, yeteri kadar sıkılırsan dikkat çeker, çok sıkılırsan bayarsın.

bazen, battaniye gibisindir. Üşüyen bir bedeni sarıp sarmalarsın. Aslında sıcaklığa sahip olan sen değilsindir. Tek yapabildiğin ısının dağılmasını engellemektir. Battaniyeye sarılanın büyük yanılgısı burada başlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder