17 Şubat 2014 Pazartesi

wicked game

Bazen içimden iyi bişey yapmak gelir. İnsanca bişey... O his canlandığı an duramam yerimde, hemen harekete geçerim. Yapacağım doğru davranış yerini bulmadan hafiflerim...

İşte dün akşam da öyle akşamlardan biriydi benim için... Evde düşünmüş kararımı vermiştim. Sonra dışarı çıktım, yapmam gerektiğini düşündüğüm şeyi yaptım.

Ben, iyilikten, sevgiden, dostluktan ve daha bir sürü güzellikten bir kule yapmıştım. Ya birlikte kulenin tepesine çıkıp manzaranın tadını çıkaracaktık, ya da...

Şu hayatta hala anlamakta güçlük çektiğim bişey vardır... Aslında daha doğru tanımlamak gerekirse kanımı donduran bişey... İçinde bir yerlerde her koşulda olması gereken sevgiden yoksun insanlar... Gözbebeğine baktığında koca bir boşluk görürsün sadece.. Böyle insanlardan hep korkmuşumdur aslında... Hemen uzaklaşmak gelir içimden bunu anladığım an... Mümkünse dünyanın öteki ucuna...

Evet, eve döndüğümde bir enkaz yığını gibiydim. Dönerken o yol bitmek bilmedi. Ayaklarım tonlarca yük çeker gibiydi... O kadar yorulmuştum ki.. Zihnim durmak istedi.. Uyku ilaç gibidir böyle zamanlarda... Uyudum bende... Saatlerce uyudum...

Sabah uyandığımda yataktan kalkamadım. Dünyaya karışmaktansa sıcak yumuşak yatağım daha güvenli geldi.. Şimdi hala oradayım, kulağımda özenle seçtiğim kırık, acı şarkılarımla...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder