26 Ağustos 2012 Pazar

Pazar Sendromu

Herkese selam...

Pazar günlerine oldum olası gıcığım ben... Geçmişten günümüze Pazar'ın korkulu rüyam olması için oldukça geçerli sebeplerim vardı...Adeta karabasan gibi çökerdi üstüme..

Küçükken pazar günleri banyo günümüzdü.. ( Daha bebek denecek yaşta önce kaynar suyla haşlanıp, sonra da kaçmak üzere koştururken poposunu cayır cayır yanan banyo kazanına yapıştıran bi çocuk için, banyoyu sevmemek gayet normal olmalı :))) ) Annem zorla banyoya sokar keseleye keseleye yıkardı bizi :) 

Sonraa cumartesi günü haylazlık edip ev ödevlerini yapmadığımızdan, yetiştirmek için canhıraş uşraştığımız gündü...

Bi de o günlerde devir televizyon devriydi.. Şimdiki gibi bilgisayar falan yok.. Tv de boyuna verilen western filmler, haber ve tartışma programları... E tabi baba da evde.. Uyuduğu için rahat rahat kuduramıyosun.. 

Büyüyünce de durum değişmedi.. Ünv. de aynı durum devam.. İş hayatında da koooskoca stresli bir haftanın habercisi pazar günü... 

Herhalde herkes benimle ortak hislere sahiptir..

Bende yine bu sıkıcı pazar gününde kendime meşgale ararken; odamdaki eski ıvırzıvırları depoladığım ( daha doğrusu tıkıştırdığım ve de asla içinde ne olduğunu bilmediğim ) koca yığını kurcalamaya karar verdim... Neler varmış meğer orda... Haaalaa şaşkınlığımı üstümden atamıyorum, ama öyle birşey buldum kii tüm sıkıntılarım geçti..  Uzun zamandır kaybettiğimi sandığım flash diskim de ordaymış.. Ve kaybettiğimi sandığım onca fotoğraf, müzik arşivi ve belge :):)

Hani bir aralar sık sık haber programlarında çöp evler yaratan ihtiyarları izlerdik... Meğer işte tam benim içimde de öyle bi ihtiyar yatıyormuş.. Hiç bir şeyi silmeye kıyamayan, her şeyi ayrı ayrı depolayan ben, bu huyum sayesinde bu sabah çok keyifli bir geçmiş yolculuğu yaptım.. Sevgili eski sevgilimin sevdiğim yönleri, birlikte dinlediğimiz şarkılar, arkadaşlarımızla geçirdiğimiz tatlı anlar..

Sonra bi anda efkarlandım.. Az önceki heyecanın yerini derin bi üzüntü aldı... Resmen kıskandım eski Ben'i.. Sanki artık eskisi kadar mutlu olamıyormuşum gibi hissettim... Ve o kadar sevgi dolu ve masum değilmiş gibi.. Sanki artık kimse beni o kadar çok sevmeyecekmiş gibi...

Ama ben biliyorum... Tüm bunların sorumlusu PAZAR'dı... Yine o kazandı... Yine kasvetli ve sıkıcı bi hal aldı..

Yazıma dinlemenizi ve sevmenizi umut ettiğim "Çiçeklere Su Vermeyi Unutma" şarkısıyla son veriyorum... 



Görüşmek üzereee :)

3 yorum:

  1. Ne guzel yazmissin yine,sanirim okuyanlara guzel bir gecmis yolculugu yaptirdin,kimimizi huzunlendirdin kimimizi neselendirdin:) yazmaya devam et...

    YanıtlaSil
  2. Pazar demek ki nesil farkı gözetmiyor. Hepimiz aynı şeyleri yaşayarak gelmişiz bu günlere :)

    YanıtlaSil