25 Ağustos 2012 Cumartesi

"Yeşilçam"

Tekrar merhaba...

Eveeet... Madem bu benim blogum, öyle ise Yeşilçam'dan bahsetmemek olmaz.... Ama benim hayatımda o kadar büyük etkisi var ki o özel insanların, tek bir yazıyla bitirmek mümkün değil...

Bu gece benim için Yeşilçam'ın Efsane aşıkları olan ( Bu konuda katii suretle sabit fikre sahibim ); Kadir İnanır ve Türkan Şoray'dan bahsetmek istiyorum...

Selvi Boylum Al Yazmalım.. 




( Her izlediğimde istisnasız beni hünhür hüngür ağlatan yegane filmdir... Hele bir de Cahit Berkay'ın tarifi mümkün olmayan ezgileri mükemmel oyunculukla birleşince, seyrine doyum olmayan bi eser çıkmış ortaya..)

Bu arada beni aşırı rahatsız eden bir durumdan söz edemeden geçemeyeceğim; böyle bir başyapıtın ardından Selvi Boylum Al Yazmalım diye dizi yapmak da ne oluyor !!! Neyse bu yersiz girişime olan tepkimi belirttiğime göre devam edeyim :)


Selvi Boylum Al Yazmalım.... 

Aşktır..
Katıksız güvendir..
Hayal kırıklığıdır..
Boğazda yumruktur...
Yolculuktur..
Umuttur...
Tutkudur...
İhanettir..
Emektir..
ve Sevgidir...






Hele filmin sonunda öyle bir çelişkide kalır ki insan.. Bir tarafta Aşk, bir tarafta Emek...




Filmi her izlediğimde bir yanım çocuğu da alıp İlyasla git der...


Diğer yarım Cemşitin güvenli sıcaklığını emeğini insanlığını nasıl ezip geçersin der... Herşeye rağmen verilen doğru kararla buruk bir şekilde veda ederler bize...




Film o kadar hayat kokar ki... Hepimizin içi ürperir.. Yaşadığımız hayal kırıklıkları zihnimizde belirir...




İşte böyledir Yeşilçam...





2 yorum:

  1. Çok severim ben de bu filmi. Evet haklısın bu filimlerden sonra yavan ve kötü taklit dizilerden nefret ediyorum. Ve sen çok güzel yazıyorsun. Tebrik ederim.






    YanıtlaSil