10 Ocak 2015 Cumartesi

Ottobos Maceralarım / Başlangıç ( 1. Bölüm )


Oldum olası arabayla gezmeyi sevmem. Arabaların o kendine has kokusu hasta eder beni...  Daha araba fobisini atamamışken,  otobüsler girdi hayatıma. Hayatıma girdi derken abarttığımı düşünmeyiniz rica ederim. Hemen basit bir matematik yapalım:

Gün malumunuz 24 saat.

Cinsiyet kadın. Bu ne demek? Gününün en az  2 saatini bakıma ayırmak durumundasın demek. Hele de çalışan kadının olmazsa olmazıdır bakımlı olmak. ( Abartmıyorum. Duşa girdin. Çıktın saç kurut, şekle sok, makyaj yap, ne giyeceğim diye kafa patlat, karar verdikten sonra ütüle, giyin, işten dön, makyaj temizle, kremlen... Bu tabi günlük rutin. Bir de genel bakım gerektiriyor ki o konuya hiç girmeyelim şimdi! )

Efendime söyleyeyim; e insansın, işte afedersin köpek gibi çalışmışsın, 8 saat uyumayıp ne yapasın?

Yemeh de mi yemeyah? Ona da tüm öğünleri toparlayınca, iyimser bir yaklaşımla 2 saat verelim ( hazırladın, yedin-içtin, topladın, bulaşık vs. )

Ayrıca tüm bu faktörlere bir de turizmcilik eklensin. Ki turizmci olan dostlarım bilir. Sloganı " Turizmci; uyumaz, yorulmaz, yemez, içmez, gülümser, eğlenmez eğlendirir..." olan bir meslektir. Şanslıysan ( Öyle bişey yok ) mesain olan 10 saati çalışır çıkarsın. ( Dip Not: Mesaisi bitince ofisten ayrılan otelci ayıplanır, hatta bir numaralı hedef tahtasına döner. ) Bu sebepten yine iyimser bir yaklaşım ile ona da 11 - 12 saat verelim.

Şimdiiii... Naptı hesap?

2 ordan + 8 ordan + 2 daha ekle + 11 ile dee oldu mu sana 23 saat.

Eee ben Bursa'da çalıyorum ama Gemlik'te oturuyorum. Çalıştığım yer ile ev arasında git gel; trafik açıksa 3 saat.

Noldu?

26 saat.

Ertesi güne içerdeyiz iyi mi?

2 saat...

E haliyle bu saydıklarım arasında; mesai ve yolculuğu, yolu olmaksızın yaşayacağım. Başlıyorsun bu sefer kendinden, uykundan, yemenden, içmenden feragat etmeye.

Olmuyor efendim. İnsan temel ihtiyaçlarını da kısamıyor. Hal böyle olunca her ortama uyum sağlamayı öğrenen insan evladı; otobüsü de en verimli şekilde kullanmayı öğreniyor.

İşte bu yazı dizim, 5 yıl boyunca hayatımın bir kısmını geçirdiğim otobüslerde yaptığım gözlemler ve başıma gelenlerden küçük derlemeleri kapsayacak.

Şimdilik bu kadar.

Ha bir de yazı dizime eşlik için, Sanat Güneşimiz "Zeki Müren"i uygun buldum. Biliyorsunuz ki kendisi Bursalı'dır.

Haydi kalın sağlıcakla...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder